28 Mart 2008 Cuma

BALIĞIN YARARLARI...



Annoşum ve babişkom beni balık yemeğe götürdü.İlk balık yeme maceram olumsuz çıkınca annem çok üzülmüştü ama bu sefer öyle olmadı çok güzel balık yedim...
Bilseydim tadını bu kadar güzel olduğunu en önemliside bu kadar yararlı olduğunu yemezmiydim en başından beri bütün balıkları...


EEE balıkları bitirince de ödüllendirildim tabi, önce şu güzel ferrariye bindim...
Sonrada dıgıdıka...
Annoşum ve
Babişkomla güzel bir balık ziyafeti yaptık...

BALIĞIN YARARLARI:Yağ oranı düşük olan balık hayvansal proteinin önemli bir kaynağıdır. Balık yüksek kaliteli protein, omega 3, omega 6, vitamin ve mineral içermesi açısından besin değeri yüksek bir besindir. Kalp sağlığı üzerine koruyucu etki göstererek, kötü huylu kolesterolün azalmasını, iyi huylu kolesterolün artmasını sağlayan, bu sayede kan damarlarının tıkanmasını önleyerek dolaşımın akışkanlığını devam ettiren omega 3 yağ asitleri yönünden zengin olan balığın bu etkileri konuyla ilgili çok sayıdaki araştırmayla da desteklenmektedir. Omega 3 yağ asitlerinin sağlık üzerine bir diğer etkisi kansere karşı koruyucu kalkan işlevi görmesidir. Özellikle göğüs, prostat ve kolon kanserinde omega 3'ün yararlı olduğu bilinmektedir. Balığın özellikle çocuklarda zekâyı geliştirici özelliği vardır. Düzenli olarak omega-3 bakımından zengin besinler tüketenlerde beyin yaşlanması daha da yavaşlar.



FERRARİ KEYFİ...

27 Mart 2008 Perşembe

SON HALLERİM(ORTAYA KARIŞIK)...
















Çocuk Hakları-GERÇEK OLAN-
bir çocuğun hep oyun oynayacak kadar vakti olmalı
ve sadece zor durumlarda kullanılmalı
terli terli su içme hakkı.
hayallerine asla karışılmamalı.
doktorsa doktor,
ressamsa ressam...
ve isterse
gökyüzünü yeşile
ırmakları mora
ve kırmızıya bütün serçeleri
boyayabilmeli.
ister sokaktaki köpeğe
ister pasaklı bir kediye
tıpkı umutlarına olduğu gibi
sarılabilmeli.
ve yüzdürebilmeli
kibrit kutularını çamurlu sularda,
hayallerini dar sokaklar arasında
olduğu gibi.
Çocuk Hakları Bildirgesi -RESMİ OLAN-
Çocukların erişkinden farklı fiziksel, fizyolojik, davranış ve psikolojik özellikleri olduğu, sürekli büyüme ve gelişme gösterdiği bilincinin yerleşmesi, çocukların bakımının bir toplum sorunu olduğu ve bilimsel yaklaşımlarla herkesin bu sorumluluğu yüklenmesi gerektiği düşüncesi 20 Kasım 1959'da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda "Çocuk Hakları Bildirgesi" ile kabul edilmiştir. On ilkeden oluşan bu bildirge aşağıdaki gibidir:
1. İlke : Tüm dünya çocukları bu bildirgedeki haklardan din, dil, ırk, renk, cinsiyet, milliyet, mülkiyet, siyasi, sosyal sınıf ayırımı yapılmaksızın yararlanmalıdır.
2. İlke : Çocuklar özel olarak korunmalı, yasa ve gerekli kurumların yardımı ile fiziksel, zihinsel, ahlaki, ruhsal ve toplumsal olarak sağlıklı normal koşullar altında özgür ve onurunun zedelenmeyecek şekilde yetişmesi sağlanmalıdır. Bu amaçla çıkarılacak yasalarda çocuğun en yüksek çıkarları gözetilmelidir
3. İlke : Her çocuğun doğduğu anda bir adı ve bir devletin vatandaşı olma hakkı vardır.
4. İlke : Çocuklar sosyal güvenlikten yararlanmalı, sağlıklı bir biçimde büyümesi için kendisine ve annesine doğum öncesi ve sonrası özel bakım ve korunma sağlanmalıdır. Çocuklara yeterli beslenme, barınma, dinlenme, oyun olanakları ile gerekli tıbbi bakım sağlanmalıdır.
5. İlke : Fiziksel, zihinsel ya da sosyal bakımdan özürlü çocuğa gerekli tedavi, eğitim ve bakım sağlanmalıdır.
6. İlke : Çocuğun kişiliğini geliştirmesi için anlayış ve sevgiye gereksinimi vardır. Anne ve babasının bakımı ve sorumluluğu altında her durumda bir sevgi ve güvenlik ortamında yetişmelidir. Küçük yaşlarda çocuğu annesinden ayırmamak için bütün olanaklar kullanılmalıdır. Ailesi ve yeterli maddi desteği olmayan çocuklara özel bakım sağlamak toplumun ve kurumların görevidir. Çocuk sayısı fazla olan ailelere devlet yardımı yapılmalıdır.
7. İlke: Genel kültür ve yeteneklerini, bireysel karar verme gücü, ahlaki ve toplumsal sorumluluğu geliştirecek ve topluma yararlı bir üye olmasını sağlayacak eğitim hakkı verilmelidir. Bu eğitimde sorumluluk önce ailenin olmalıdır. Eğitimin ilk aşamaları parasız ve zorunlu olmalıdır.
8. İlke : Çocuk her koşulda koruma ve kurtarma olanaklarından ilk yararlananlar arasında olmalıdır.
9. İlke : Çocuklar her türlü istismar, ihmal, ve sömürüye karşı korunmalı ve hiçbir şekilde ticaret konusu olmamalıdır. Çocuk uygun bir asgari yaştan önce çalıştırılmayacak, sağlığını ve eğitimini tehlikeye sokacak fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişmesini engelleyecek bir işe girmeye zorlanmayacak ve izin verilmeyecektir.
10. İlke : Çocuk ırk, din ya da başka bir ayrımcılığı teşvik eden uygulamalardan korunacaktır. Anlayış, hoşgörü, insanlar arası dostluk, barış ve evrensel kardeşlik ortamında enerji ve yeteneklerini diğer insanların hizmetine sunulması gerektiği bilinciyle yetiştirilmelidir.
2007
Ahmet Batal

25 Mart 2008 Salı

ÇİSE VE ASİL...

















  1. Bakın üst komşum ASİL VE BANA ne güzel de oynuyoruz arada bir tırmalamalarımı saymayalım tabi...


13.AY AŞIM...PREVENAR...

prevenar asısı;çesitli donemlerde yapılabilen bir ası.. İlk kez aşılanacak bebeğin aşı planı en az 1 ay aralıklı 3 aşılama şeklindedir.Rutin olarak ilk aşı 2. ayda yapılmalıdır, ancak 6. haftada da başlanabilir.2. yaşta (12-15 ay arası) 4. doz aşı yapılmalıdır.7-11 aylık, daha önce aşılanmamış bebekler yaklaşık 1 ay ara ile iki kez aşılanmalı ve 1. yaş gününün ardından 3. doz aşıları yapılmalıdır. İkinci ve üçüncü doz aşılar arasında en az 2 ay olmalıdır. <--- işte bu pragraf bizi ilgilendiriyor.Önceden aşılanmamış 12-23 ay arasındaki çocuklar en az 2 ay ara ile 2 kez aşılanmalıdır.24 ay ile 9 yaş arasında daha önceden aşılanmamış çocuklarda tek doz aşı yeterlidir. Prevenar Aşı Prevenar Aşı halk arasında zatüree aşısı olarak bilinmektedir. Bu aşı pnömokokal bakterilerin yol açtığı özellikle 2 yaşın altındaki çocuklar ve 65 yaşın üzerindeki yetişkinlerde ölümcül olabilecek bazı hastalıklara karşı koruma sağlamaktadır.
Pnömokokal bakterilerin yol açtığı hastalıklar en çok Avustralya'da Aborijin çocuklarda yaygındır.

Avustralya hükümeti 1 Ocak 2005 tarihinden itibaren "Çocukluk Dönemi Pnömokokal Aşı Programı" başlatmıştır. Ülkemizde de 2006 yılından itibaren aşı uygulanmaya başlanmıştır.
Pnömokokal hastalığı pnömokokal bakterilerin yol açtığı bir enfeksiyon hastalığıdır. Bu bakterilerin pek çok çeşitleri vardır. Bakteriler vücutta değişik bölgelere saldırırlar. Buna göre yol açtıkları hastalıklar şöyle sıralanabilir:
Pnömokokal bakteriler eğer beyne saldırırlarsa beyin zarında enfeksiyon oluşturarak menenjite
Kan dolaşımına saldırırlarsa bakteremi (bacteraemia)
Akciğerlere saldırırlarsa zatüree
Ortakulağa saldırılarsa orta kulak iltihabına yol açarlar.
Bakteriler hapşırma, öksürme yoluyla havaya karışarak zerreciklere yapışık kalırlar. Bu zerreciklere temas edilmek suretiyle yayılırlar. Hastalığın kuluçka dönemi 24 saat gibi kısa bir süre olabilir. Özellikle menenjit hakkında bilgi vermek gerekirse;
Bu hastalık çocuklarda ortaya çıkan ve sonuçları çok ağır olabilen bir hastalıktır. çocuk içine kapanır. İştahı kesilir. Tam bir sessizlik içine bürünür. Yüksek ateş başlar. Sesi tizleşir. Küçük bebeklerde bıngıldak dışarı fırlar, büyük çocuklarda ense sertleşir. Çocuk başını öne eğemez. Işığa karşı aşırı duyarlılık oluşur. Başağrısı olabilir. Bu gibi belirtilerin hepsinin veya bir kaçının görülmesi halinde çocuğunuzu derhal hastaneye götürmelisiniz.
90 çeşit pnömokokal bakterisi mevcut olmakla birlikte sadece bir kaç tanesi ciddi hastalıklara yol açabilmektedir. Prevenar aşı en tehlikeli 7 pnömokokal bakteriye karşı etkilidir. İlk kez aşılanacak bebeğin aşı planı en az 1 ay aralıklı 3 aşılama şeklindedir. Rutin olarak ilk aşı 2. ayda yapılmalıdır, ancak 6. haftada da başlanabilir.2. yaşta (12-15 ay arası) 4. doz aşı yapılmalıdır. 7-11 aylık, daha önce aşılanmamış bebekler yaklaşık 1 ay ara ile iki kez aşılanmalı ve 1. yaş gününün ardından 3. doz aşıları yapılmalıdır. İkinci ve üçüncü doz aşılar arasında en az 2 ay olmalıdır. Önceden aşılanmamış 12-23 ay arasındaki çocuklar en az 2 ay ara ile 2 kez aşılanmalıdır. 24 ay ile 9 yaş arasında daha önceden aşılanmamış çocuklarda tek doz aşı yeterlidir.
Ptrevenar aşının ciddi bir yan etkisi yoktur. Aşı yerinde şişlik, kızarıklık ve acıma görülebilir. Ateş bir miktar artabilir. Uyku hali ve huzursuzluk olabilir. Nadiren kusma, iştah kaybı ve ishal olabilir. Aşı yerine soğuk, ıslak bez uygulanarak acıyı dindirebilirsiniz. Eğer ateşi çıkmışsa bebeğinize uygun dozda paracetamol verebilirsiniz. Bebeğinizi fazla kalın giydirmeyin. Ayrıca bol sıvı verin...

23 Mart 2008 Pazar

DURU VE CANSU ABLAMLA DÜZEL BİR PAZAR GÜNÜ...








Ananemlerde Duru ve Cansu ablamla güzel bir pazar günü geçirdik...






Hava almak için bol bol gezdik...







Alışveriş yaptık.Herzamanki gibi bize oyuncaklar alındı...

20 Mart 2008 Perşembe

İYİKİ DOĞDUN CANIM BABACIĞIM...


Bugün canım babamın doğum günü seni çoooooooook seviyorum canım babacığım doğum günün kutlu olsun...
Babam, annemin kendi doğumgününü unuttuğunu sandı ama anneciğim unutmamıştı.Küçük ama şirin bir pasta alıp babama süpriz yaptık...İYİKİ DOĞDUN BABİŞKOCUĞUĞUM.NOT:çokk güzel bir şiir mutlaka okuyun.... ÇOCUKLARIMIZ.. ...Çocuklarınız sizin Çocuklarınız değil,Onlar kendi yolunu izleyen Hayatın oğulları ve kızları.Sizin aracılığınız ile geldiler ama sizden gelmedilerVe sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.Onlara sevginizi verebilirsiniz,düşüncelerinizi değil.Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.Bedenlerini tutabilirsiniz,ruhlarını değil.Çünkü ruhlar yarınlardadır,Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.Çünkü hayat geriye dönmez,dünle de bir alışverişi yoktur.Siz yaysınız, Çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar,Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görürVe o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.Okçunun önünde kıvançla eğilinÇünkü Okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadarBaşını dimdik tutarak kalan yayı da sever...Bizim olmayacaksin ama bizimle olacaksin kücük kusum. Ne kadar büyürsen büyü.Kahlil Gibran...


Emziklerin Efendisi ÇİSE Hanım...

18 Mart 2008 Salı

EMZİKLERİM EN BÜYÜK KEYFİM...






















EMZİK HAKKINDA BAZI GERÇEKLER...Bebekler doğumun hemen ardından emziğe alışırlar ve ayrılmaları uzun sürer. Genellikle 2 yaşına gelene kadar da emzik alışkanlığını sürdürürler. Ancak bu konuda dikkat etmeniz gereken bazı noktalar var.Emzik bebeğin doğal emme içgüdüsünü tatmin ediyor, ayrıca ona güven hissi veriyor. Artık günümüzde uzmanlar bunları söylüyorlar. Emzikten kaçınmak yerine, bu konuda doğru bilgi sahibi olmak ve bebeğe uygun bir şekilde vermek gerekiyor. Çünkü emziğe alıştırılmayan bebek, bir süre sonra parmak emmeye başlayabiliyor. Ancak çocuğunuzu emzikten vazgeçirmek daha kolay oluyor. Parmak emmeye alışınca, çocuğun bundan vazgeçmesi çok uzun yıllar alıyor ve damakta ve dişlerde sorunlar ortaya çıkabiliyor. Dolayısıyla bebeğinize emziğe alıştırın ancak önce yazımızı okuyun.Emziği neden bu kadar seviyor?Emzik bebeklerin doğal emme içgüdülerini tatmin ettiğinden onlar için vazgeçilmezdir. Emme hareketi bebek için başlı başına bir memnuniyet kaynağıdır. Çünkü doğumu izleyen haftalarda bebeğin en güçlü refleksi emmektir. Emzik sayesinde üzerindeki gerilimi atar, sakinleşir ve uykuya daha kolay dalar.Alışkanlığı nasıl engelleyebiliriz?Anne ve babanın en çok dikkat etmesi gereken nokta; bebekleri gergin, sinirli ve huysuzken emziği onu susturmak için tek çare olarak görmemektir. Ağlayan bebeği susturmak için önce tatlılıkla yaklaşarak sakinleştirmeye çalışmak gerekir.Emziğin tabanı olmalı mı?Emzik tabanı bebeğin emziği yutmasını engelleyen bölümüne verilen isim. Bu plastik kısım burun deliklerini kapatmayacak şekilde yapılıyor ve hava geçmesini sağlamak için delikleri bulunuyor. Sert ve yumuşak malzemeden yapılmış olanlarını piyasada bulmak mümkün. Ancak geceleri yumuşak malzemeden yapılanları tercih etmemelisiniz.Silikon emzik mi, kauçuk mu?Emzikler kauçuk ve silikon olmak üzere iki maddeden yapılıyorlar. Doğal bir madde olan kauçuk çok elastik ve dayanıklı. Özellikle diş çıkartan bebeklerde kauçuk emzik kullanmak uygun olur. Ancak kauçuk emziklerin formu, suyu içlerine emdikleri için çabuk bozulur. Silikon da silisyumdan üretilir. Silikon emziklerin formu kolay bozulmaz, ancak diş darbelerine karşı dayanıklı değillerdir. Bu yüzden silikon emzikler henüz diş çıkarmamış bebekler için daha uygundur.Damaklı mı damaksız mı?Damaksız emzikler anne memesini andırdığı için bebekler tarafından tercih edilir. Ancak bu tür emzikler özellikle bir yaşından sonra damağa baskı yaparak damak yapısını ve üst ön dişlerin sıralanışını bozabilirler. Bu tür emziklerin bir yaşından sonra kullanılması önerilmiyor. Damaklı emzik ise daha elips ve yukarı doğru kıvrıktır. Bu anatomik şeklinden dolayı 2-3 yaş arasında bile rahatlıkla kullanılabilir. Damağa tamamen adapte olduğundan, herhangi bir deformasyona neden olmaz.Gece de kullanılabilir mi?Doğrusu bebekleri geceleri emziksiz uyutmak daha zor olur. Bebek emziksiz uykuya dalamıyorsa, damaklı emzik tercih etmelisiniz. Bebek uykuya daldıktan sonra ise onu uyandırmadan emziği ağzından almalısınız.Şekere batırılabilir mi?Emziği bebeğe vermeden önce şekere veya bala batırmak hatalı bir alışkanlıktır. Bu hareket bebeğin diş minelerini zedeler ve diş çürüklerine neden olur. Ayrıca buna alışan bebek, ağzında sürekli tatlı bir tat almak isteyebilir. Bebeklerin kalıcı olmayan süt dişlerinin de bakımı çok önemlidir. Eğer bunlara iyi bakılmazsa hemen altlarında bulunan kalıcı dişler de zarar görebilir.Nasıl temizlenmeli?Emziğin temizliği üretildiği malzemeye göre değişir. Kauçuk olanlar özel bir dezenfektan madde yardımı ile soğuk sterilize edilmelidirler. Silikon olanlar ise sıcak yöntemle de steril hale getirilebilirler. Emziklerin devamlı temiz durmasını istiyorsanız, emniyetli bir çengelli iğne ile çocuğun kıyafetine tutturun ve böylece sürekli yere düşmesini engelleyin.Emzik hangi yaşta bırakılmalı?Genelde emziğin 2 yaş civarında bırakılması gerekir. Eğer bu gerçekleştirilemiyorsa biraz daha ertelemek mümkündür. Ancak bu esnada emzik kullanma zamanının sürekli azaltılması gerekir. Bu dönemlerde eline kemirmesi için taze sebze verebilirsiniz. Ancak onu asla bir şeyler yerken yalnız bırakmayın. Her ne koşulda olursa olsun, 4 yaşına kadar emzik alışkanlığının ortadan kaldırılması gerekir. Uzun süre emzik kullanımı kulak iltihabına ve diş yapısının bozulmasına neden olabilir.

nazar değmesin

nazar değmesin
maşşallah

MERHABA BEN ÇİSE ARSLAN HOŞGELDİNİZ...(MAŞŞALLAHDEMEYİ UNUTMAYIN LÜTFEN)

:)

İLK GÜNDEN BU GÜNE İYİKİ VARSIN ÇİSE'MİZ.

Hakkımda