29 Ocak 2009 Perşembe

SOBEEEEE....

Tam bir kitap canavarı olarak bu sobeee çok hoşuma gitti,herzaman diyorum kitap okuyalım ne olursa olsun birşey okuyalım diye,ben kızımada şimdiden her çıkışımda kitaplar alıyorumki bunun ne kadar iyi olduğunu anlasın diye, velhasıl ben herzaman birkaç kitap birden okurum,şu an dünya klasiklerinden şeker portakalını üçüncü kez okuyorum huyumdur sıkıldıkca klasikleri tekrardan okurum çok güzeller çünkü ;ilk kitabımdünya klasikleri rafımdan şeker portakalının 161. sayfasının 5.cümlesi . ...yol boyunca hiç konuşmadı....
ikinci okuduğum dini kitaplar rafımdam İslam Ahlakı 161.sayfanın 5.cümlesi ise...iyilik edene mal hizmet karşılığı verlir....MELEKLERİM BENİM Dilekcim beni sobelemiş.
Bende
SERAP 'ı
Sobeliyorum....

26 Ocak 2009 Pazartesi

BEN SOKAK KIZIYIM....



Ben sokak kızıyım....(Nazan ÖNCEL Güzel bir şarkı) Şaka tabiki terbiyeli ,uslu annemi hiç kızdırmayan ,evi dağıtmayan, her yemeği yiyen,düzenli uyuyan,arkadaşlarıyla iyi anlaşan onlara oyuncaklarını veren,paylaşançok tatlı bir kızım,annem duymasın sizce onaylarmı bu yazdıklarımı.....

çise ve annesi... dedi ki...

Yorumlarınızla beni yanlız bırakmadığınız için teşekkür ederim hepinize,bende sizinle aynı fikirdeyim ama bazen bakıyorum çok şeker miniklerin fotoğraflarının altında başka şeylere ucu dokunan o güzel fotoğraflara yakışmayan yazılar görünce(TABİ BÖYLE YAZILAR OLUNCA ORTAM TARTIŞMA PANOSU OLUP YORUMLARDA ELLİ,YÜZ OLUYOR) bende şaşırıyorum,ben yanlış anlaşılmamak için çaba sarfedip hatta kızımın ağzından yazıyorum bu yazıları,lütfen anneler bu bloglar örnek verici, güzel bebeklerimize ait olsun sadace, herkeze sevgiler yazmaya devam......FATOŞ ÖZDEMİRARSLAN.....

19 Ocak 2009 Pazartesi

SİZİN YORUMUNUZU BEKLİYORUM...

126. son dönem hastalığı. the psychologist'te yayınlanan bir makalenin çevirisini okuduğumda gözüme çarpmıştı, blog yazma kendini teşhir etmek isteyenler arasında son dönemde oldukça yayılan bir hastalıkmış. özellikle kişisel bloglar, yazan kişilerin özel hayatından, fikirlerinden izler içerdiği için bir süre sonra kişide tutkuya dönüşüp, sürekli kendini ifşa etme ya da kendini kanıtlamaya çalışma gibi sonuçlar verirmiş. yine makalede yazılana göre kişisel blogların çoğu ortalama olmayıp, her biri en uç seviyedeymiş. kişiler ya kendisini zavallı, yalnız, depresif ve melankolik olarak göstermekte ya da başarılı, tuttuğunu koparan, zengin ve sevilen birisi olarak ifşa etmekteymiş. blog yazarlığına hastalık gözüyle bakan psikologlar, blog yazarlığını internet hastalıkları arasında ilk sıralara yerleştiriyorlarmış.
(cicozumsu birsey, 07.12.2008 03:46)
NOT:YİNE BİR ANNE BLOĞUNDA RASTLADIĞIM BİR YAZI SİZİN YORUMLARINIZIDA MERAK ETTİM ARKADAŞLAR YOKSA BİZ GERÇEKTEN HASTAMIYIZ BLOG SAHİPLERİ OLARAK.....

SOBEEEEE....

Sobeee...uğur böceklerim bizi sobelemiş işte masa üstümüz, ilk olarak evdeki kızım ve ben,işyerimdeki odamda anne baba ve kızımızdı ama babamız sadece kızına mama yedirirken fotoğrafını koymuş,gidince ilk işim değiştirmek olcak hehe,muhasebedeki kızım ve babası yine (ya işe ara verdik diye babakız beni eledi mi ne),dayınınkinde yine Çise, fotoğraflar bunlar ve yakın dost ve akrabalarda hemen hepsinde Çise var çok şanslı kızım hepsini çekemedik tabiii...Bizde Dilek ve şekerleri Serra veSena'yı sobeliyoruz...




15 Ocak 2009 Perşembe

ORTAYA KARIŞIK...

Herzaman dediğimiz gibi haftada bir gün balık......
Annemin arkadaşı Filiz teyzemin ziyareti ve onunla keyifli dakikalar.....Ve benim yaramazlıklarım herzamanki gibi; yanımdan ayırmadığım artık kirlilikten krem rengine dönen,anneme yıkatmadığım ayıcığımı(ama annem ben uyurken makinaya atıyor beni kandırdığını sanma annecim kokusundan anlıyorum), neyse konumuza dönelim ayıcığımı bezliyorum,oyuncak sepetimi boşaltıp içine yastık koyup keyif yapmam,ev ayakkabılarıma üstüme giyilen süyeter ve benzeri şeylere tahammül edemem,işe gittiğimizde dolaplarda saklambaç oynamam,yemek yememem,güzel çaycımız Yıldız ablayı ve Muhasebecimiz Hasan abimi çileden çıkarmamm (aaaaa bu yaramazlıklar annemin sesini duyar gibi oldum)vb...........he hehe yaramazlıklarımın devamı çok yakında...

10 Ocak 2009 Cumartesi

ANLAR...


Bu nasıl uyuma şekli?Öğlen uykumdan görüntüler,sakın çoraplarımın renginden dolayı bilgisayarınızın renk ayarlarıyla oynamayın,çorap rengi orjinal olup benim kendi özel kreasyonumdur.HeHE bu aralar annem değil ben seçiyorum ne giyeceğimi,annemde beni kendi halime bıraktı sonuç bu güzelmi?Gelelim asıl konumuza bu Nasıl uyuma şekli, napıyım böyle çok rahat uyuyorum,annem de çok merak ediyor neden böyle uyuyorum diye, merak etme annecim bu aralar bu şekil hoşuma gidiyor o yüzden annecim,arkadaşlar aranızda benim gibi uyuyan varsa söylesin,annemde merak etmesin...

5 Ocak 2009 Pazartesi

CANIM BABİŞKOM.....

Canım babam,keltoş babam(aslında babamın azda olsa saçı var ama annem böyle dazlak,saçları sıfır seviyormuş, eee babamda hep öyle geziyor:))) çok seviyorum seni çooook,her akşam kapıyı zevkle açıyorum,işden gelince terliklerini zevkle veriyorum,çok güzel oynuyoruz, canım babam....EEE babalar ve kızlarının arasındaki sevgi eskiden beri dillere destanmış bakın okuyun ........





BABALAR VE KIZLARI:



0 yaşında Baba : Ne kadar da güzel. Şimdi bu küçücük şey benim kızım mı? Gözleri de bana ne kadar çok benziyor. Kızı : Bu gözlerini benden hiç ayırmayan adam babam olsa gerek.



5 yaşında Baba : Prensesim benim, güzel kızım. Söyle bakalım baban sana ne alsın? Kızı : En çok babamı seviyorum. Babam, niye annemle uyuyor? Hep benimle uyusun, başkasını sevmesin.



10 yaşında Baba : Gittikçe yaramaz oluyor, kime çekti bu kız? Kızı : Ben babama aşığım. Büyüyünce babam gibi erkekle evleneceğim. Babam bu ay harçlığımı arttırır mı?



15 yaşında Baba : Ne kadar da çabuk büyüdü. Eve de gittikçe geç kalmaya başladı, bu gidişle başına kötü bir şey gelecek. Sanırım daha sert konuşmalıyım. Kızı : Babam yüzünden arkadaşlarımla istediğim kadar vakit geçiremiyorum. Bana baskı uygulamasından nefret ediyorum. Ne zaman özgür olacağım?



20 yaşında Baba : Artık sözümü dinlemiyor. Benden giderek uzaklaşıyor. Kendi parasını da kazanmaya başladı ya, bana ihtiyacı kalmadı tabii. Uzun zamandır tatlı bir-iki laf geçmedi aramızda zaten. Evi de sürekli erkekler arıyor. Galiba kızım elden gidiyor. Kızı : Her dediğime alınıyor, beni bir türlü anlamıyor. Hele geçen gün giydiğim mini eteğe karışmasına ne demeli? Evden ayrılıp, kendi hayatımı kurmalıyım. Çocuk muamelesi görmekten bıktım artık!



25 yaşında Baba : Bir gün bunun olacağını biliyordum. İşte evleniyor. Zaten aramız eskisi gibi değildi. Şimdi bir de kocası var. Prensesim beni terkediyor. Kızı : Böyle bir günde bile o mutsuz ifadeyi takınmasının ne lüzumu var ki? Biliyorum, onu bir türlü içine sindiremedi. Bu yüzden yapıyor. Kendi hayalindeki damat değil ya! Sanki birlikte yaşayacak olan o.



30 yaşında Baba : Çok az görüşüyoruz. Daha sık biraraya gelsek ne iyi olur. Hem torunlarımı da özlüyorum. Kendi arkadaş çevrelerinden fırsat bulup da bize gelemiyorlar ki... Kızı : Babamları da çok ihmal ediyorum galiba. Yine telefonda çok üzgün geldi sesi. Haftasonu onlara süpriz yapmak en iyisi.



40 yaşında Baba : Kızım, benim entellektüel düzeyimi yeterli bulmuyor. Ona göre çağın gerisinde düşünüyormuşum. Oysa küçükken derslerine hep ben yardım ederdim. Anlayamadığı bütün problemleri bana sorardı. Şimdi beni beğenmiyor. Bir daha onunla asla politik tartışmalara girmeyeceğim. Kızı : Babam giderek daha da çocuk gibi davranıyor. Sürekli bir şeylerden yakınıyor. Gerçi son zamanlarda sağlığı da iyi değil ama. Ya ona bir şey olursa? Zaten hiçbir zaman dilediği gibi bir evlat da olamadım.



45 yaşında Baba : Kızımın mutlu bir yuvası olması ne güzel. Gözüm arkada gitmeyeceğim. Her şeyi kendi başardı. Onunla gurur duyuyorum. Kızı : Babam için çok endişeleniyorum. Onu kaybetmeye hazır değilim. İlaçlarını da hep ihmal ediyor zaten. Allah'ım onu benden alma!



50 yaşında Baba : Dünyada mutlu kal kızım ! Kızı : Seni çok özleyeceğim ve arayacağım babacığım. Şimdi ben kime danışacağım, kim yardım edecek bana? Ne olur gittiğin yerde çok mutlu ol. Ve hep yanımda olduğunu hissettir, ne bileyim ben, arada sırada işaretler yolla mesela. Ah babacığım! Sensiz nasıl yaşayacağım?



55 yaşında Kadın : Sen gideli, seni daha iyi anlıyorum babacığım. Keşke seni hiç üzmeseydim demeyeceğim, çünkü "keşke"lerin hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini biliyorum. Yine de beni duyuyorsan, lütfen seni üzdüğüm her gün için çok ama çok pişman olduğumu bil olur mu? Seni çok seviyorum babacığım, keşke sana bunu daha sık söyleyebilseydim
...

1 Ocak 2009 Perşembe

ANNELER ADINA TEŞEKKÜRLER.......



Son günlerde çok şey düşünüyorum. Yeni bir yıla giriyoruz ya, kafamdan binbir türlü düşünceler geçiyor. Duygularımı çok kolay yazıya dökebiliyorken, hatta bu işi konuşmadan daha iyi bile yapabiliyorken, şu sıralar tıkanmış vaziyetteyim. Yani iç sesim şakır şakır konuşuyor ama ellerim onları klavyeden buraya dökmeyi reddediyor. Yazıp yazıp siliyorum, diyorum "bu değil Kİ asıl anlatmak istediğim"
Sonunda pes ettim. Belki de düşünceler dimağda daha huzurlular şimdilik.
Yeni yılda umutluyum. Huzurlu olabilmek en büyük dileğim kendime de, en sevdiklerime de, eşe dosta da...
Kendimle ilgili planlarım var...Hayatımın 30.yılına girdiğim şu dönemde farklı bir benlikle yola devam etmek istiyorum. Yaşanmışlığımı; hayatımı daha iyi yönetebilmek adına kurgulamak istiyorum. Sağlığımla ilgili çözmem gerekenleri çözmeliyim. Moralim yüksek olmalı, ruhen dengeyi bulabilmeliyim, fiziken dikkatli olmalıyım. Sosyal hayatımı renklendirmeliyim. Hayatıma -odağında KIZIM için de olsa- yepyeni insanlar kattım. Gümbür gümbür hayatıma soktuğum ve hayatlarına girdiğim bu insanları daha yakından tanımalıyım. Arkadaşlarımla daha sık bir araya gelmeliyim. Bazı eski arkadaşları da tamamen hayatımdan çıkartıp, gündemimden düşürmeliyim. Kendime ait zamanları tekrar yaratmalıyım; tiyatro için, sinema için, kulağımda müzik buz gibi havada, ağzımdan buharlar çıka çıka yürümek için, tek başına alışveriş için ya da sadece bir fincan köpüklü kahve içerken insanların dünyalarını izleyip bön bön düşünmek için...
Eşimle de ilgili planlarım var... O'nun dünyasını daha yakından tanımalıyım...Hayır geç kalmadım. İhmal ettiğim konuların üzerine gitmeliyim. Sağlığını daha iyi hale getirebilmek için destek olmalıyım. Bazen O'nun gibi düşünebilmeli bazen de O olmalıyım. Sevgimi, sözcüklerimi esirgememeliyim. Sırtını hiç korkmadan bana dayamalı. Eskisi gibi daha çok sarılmalıyım. İkimizle ilgili hayaller kurmalıyım. İşlerini güçlerini halletmesinde, belki de yepyeni bir dünyaya girmesinde başarılı erkeğimin arkasındaki kadın olmalıyım.
Çekirdek ailemizle de ilgili planlarım var...Evimizle ilgili kararlar vermeliyim. Aile bütçemizi oturtmalı ve de sadık kalmalıyım. Aile toplantılarımızı artırmalı, organizasyonlar yapmalıyım.Biriciğim KIZIMLA ilgili heyecanlarım var...O'nda geliştirmek istediğim konuların üzerine gitmeliyim, disipline etmem gereken vaziyetleri eyleme geçirmeliyim...
Çekirdek ailem dışındaki ailemle de ilgili planlarım var. Artık bazı düşünceleri oturtmalıyım... Koşulları kabullenmeliyim, halletmem gereken işleri halletmeliyim. Acımasız olunması gereken durumlarda acımasız olabilmeli, desteği hakeden insanlara gücümü hissettirebilmeliyim. Bazen moral olmalı, bazen motive etmeliyim. Bazen kendine getirmeli ,bazen sadece susmalıyım.
Dünyayla ilgili de planlarım var... Çocuğumun yaşayacağı dünyayı kendi çapımda elimden geldiğince iyiye götürmek benim vazifem. Sosyal sorumluluklarımı aksatmamalıyım. Daha dikkatli olmalı, elimi taşın altına koyabilmeliyim.
Daha çok dua etmeli, daha iyimser olmalı, herkese hakettiği değeri vermeli, pozitif enerjimi artırmalıyım...
Sevgili kızım; bu blog senin dünyanı ileride seninle paylaşmak için yapıldı. Evet yukarıdakiler annene ait düşünceler biliyorum. Ne olursa olsun yaşama sevincini, mücadele gücünü kaybetmeyeceksin. Bir gün, anne-kız kahvelerimizi içerken, bugünümü bana hatırlatman, yukarıdakileri başarabilmiş olmamla gurur duyman temennisiyle...Seni çok seviyorum.Herkese mutlu seneler :)))NOT:YENİ YILA girdik ,ben yeni yıla bu kadar basit giremezdim,birşeyler anlatmalı,yazmalıydım,duygularımı kızım için ortaya dökmeliydim,tam böyle düşünürken bir anne sitesinde bu yazıyı gördüm,inanamadım sanki ben yazdım bütün içimdekileri,bu kadar beni anlatamazdı,sonuçda bunu yazanda(adını vermek istemiyorum kendi izni olmadan )bir anne,bir küçük kız annesiydi,size çok teşekkür ediyorum bir anne , bir eş,bir birey duygularını ve beni böyle yansıttığınız için tekrar teşekkürler ben ve bütün anneler adına, HERKESE MUTLU YILLAR......
Yeni yıl akşamı planlar benim üzerine kurulmuştu...Ben sümüklendim,burnum akıyor ,biraz öksürüyorum canım annem ve babamda ben böyle olduğum için hiç biryere gitmediler benimle kaldılar,el ele tutuşup ailece ,sarılarakgirdik yeniyıla....biraz ananemlere gidip Duru ve Cansu ile oynadık...Duru'nunda sümükleri aktığı için herkes evine gitti....Evde açtık perdeleri,ağacımızın ışıklarını çok güzeldi....Çerez, tadında güzel bir akşam geçirdik....
Sabah uyandığımda çam ağacımızın altında yeni yıl hediyemi gördüm,çamaşır seti,çamaırları yıkıyorum vuuuuv diye çalşıyor(evdeki çamaşır makinasının sesinden korktuğum için iyi oldu bu hediye bana,buda gerçek gibi çalıştığı için korkumu yendim bu oyuncak sayesinde)ütü yapıyorum....işim çooook.... Sonra Düzce Kasrında güzel bir yeni yıl kahvaltısı yaptık....

Çok güzel manzarası var buranın ....

Tut elimi babiş....

Hımmmmm çok güzel mamalar hangisini yesem,buranın kahvaltısı çok güzel 101 çeşit varmış bir gezelim bakalım...Herkese tekrar MUTLU YILLAR.....

DİKKAT....

Bebeklerde soğuk algınlığı√ SOĞUK ALGINLIĞI VEYA ÜST SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONU (ÜSYE) Soğuk algınlığı bebekler ve çocuklar arasında en çok rastalanan hastalıklardan biridir. Genelde sanılanın tersine soğukta kalmak yada üşütmekle olmaz. Boğaz ve burunda gelişen bir enfeksiyondur ve etkeni genelde virüsler olan bulaşıcı bir hastalıktır.Akciğerlerin yada kulakların etkilenme tehlikesi olduğu için bebeklerde ve çocuklarda görülen soğuk algınlığı daha ciddiye alınmalıdır. Çocuğunuzda sıradan grip belirtilerinin yanında kırmızı lekeler de çıkarsa kızamık yada kızamıkçık çıkarıyor olabilir. Bu hastalığın belirtileri akan bir burun, hapşırma, burun tıkanıklığı, ateş, halsizlik, iştah kaybı ve kuru bir öksürüktür. ÜSYE bütün bir yıl boyunca görülebilir ve sebebi bilinen 100 virüsten biridir.Genelde el teması veya hava teması ile geçer. Hastalık genelde üç ile on gün arası sürer, ancak küçük bebeklerde daha uzun sürebilir.√ Bilinen kesin bir tedavi yoktur ama aşağıdaki yöntemler uygulanır: • Bebeğin burun içi temizliğinin yapılması,eğer sert ise önceden serum fizyolojik damlatılıp yumuşatılması gereklidir. • Ortamın havasındaki nemin arttırılması faydalıdır. Bu hem burun tıkanıklığını önler hem de bebeğin daha rahat nefes almasını sağlar. • Bebeği sırtüstü değilde yüzükoyun uyutun. Bebeğin daha rahat nefes almasını sağlamak için yastık veya benzeri şeyleri yatağın altına koyarak başının bir miktar havada kalmasını sağlayın. • Burun tıkanıklığını açıcılar (dekonjestan) doktorun tavsiye ettiği şekilde kullanılabilir. • Vazelin türü ürünler burun dışına, alt taraflara ve çevresine tahrişleri ve deri kızarıklıklarını önlemek için sürülebilir. • Öksürük ilaçları sadece uykunun bölünmesine neden olan kuru öksürükler için kullanılmalıdır. Öksürük giderici bir ilaç hiç bir zamandoktor reçetesi olmadan kullanılmamalıdır. Antibiotiklerde başka bir mikrobik durum ortaya çıkmadıkça soğukalgınlığında bir fayda sağlamaz.√ Bebeği beslerken de şunlara dikkat etmelisiniz: • Eğer sizde gripseniz bebeğe virus sütünüz ilede geçmiş olabileceğinden doktorunuza danışarak bir süre bunu azaltabilirsiniz. • Sıvı gıdaların çok miktarda verilmesi ateş ve burun salgıları ile kaybedilen sıvıyı yerine koyacağından faydalıdır. • Bebek yeteri kadar C vitamini olan gıdalar almalıdır.√ Soğuk algınlığı bazen bebeklerde kulak enfeksiyonlarına veya bronşite neden olabilmektedir. Bu bebeğinizin ilk soğukalgınlığı ise; bebeğiniz üç aylıktan küçük ve ateşi 38 derecenin üzerinde ise; eğer ateşi aniden çıkar ve iki günden uzun sürer ise; kuru öksürük iki günden fazla devam ederse; bebeğiniz uyuyamaz ve beslenemez durumda ise; nefes alma zorluğunu dışardan hissediyorsanız; koyu yeşilimsi bir sümük oluşuyorsa; kulaklarını çekiştirerek aşırı bir biçimde ağlıyorsa bebeğinizi hemen doktora götürmeniz gereklidir.

nazar değmesin

nazar değmesin
maşşallah

MERHABA BEN ÇİSE ARSLAN HOŞGELDİNİZ...(MAŞŞALLAHDEMEYİ UNUTMAYIN LÜTFEN)

:)

İLK GÜNDEN BU GÜNE İYİKİ VARSIN ÇİSE'MİZ.

Hakkımda