31 Aralık 2008 Çarşamba

MUTLU YILLAR....

2009 HERKESE MUTLULUK, SAĞLIK, HUZUR VE SEVGİ GETİRSİN....


26 Aralık 2008 Cuma

K+K(KAR VE KURABİYE)


Havalar çok soğudu bizde soğukda işe gitmedik,nemi yaptık kurabiye ve pohaça...


çok zevkliymiş bu iş, anneme yardım ettim bende yaptım...

bastır şekil çıkar....



evet bitmek üzere ve bitti nasıl görünüyorlar...


ben uyurken annem pişirdi,ooohhh çok güzel olmuş elimize sağlık ,çizgiflim izlerken yemesi de çok güzel...(birde hamurları yaptık ama ben yine prüzlük yaptım hamurları oyun odama getirdim bir saat orda oynadım ,canım annem kızmadı bana,ben uyurkende ,hamurlarıda uyumaya yollamış )...


akşam olunca babamada bir tabak verdim yedi çok beğendi,çok kar varmış dolaşmaya çıktık kuzenim Duru'lara gittik....


aaa gülmeyin napıyım korktum kardan çok soğukdu bu kar denen şey...


çıkmam kara çıkmammmm, basmammmmmm....

kocam kucana al(babama bu aralar kocam diyorum,annemimi kıskandım ne?...).....




bu kar bana göre değil eve gidelim evden çıkmam karada basmammmmmmmm.....

22 Aralık 2008 Pazartesi

ANNESİNİN CANI....

Annesinin canı,
Annesinin mis kokulusu, Annesinin meleği,
Annesinin cadolozu,
Annesinin herşeyi seni çooooook ama çooook seviyorum güzel kızım benim...

AAAA bu akşam benim canlarım Duru VE Cansu'nun doğum gününü kutladık ,iyiki varsınız iyiki doğdunuz bende sizi çoooook ama çoook seviyorum........

20 Aralık 2008 Cumartesi

CEYLİN GÜNÜ VE ÇAM AĞACIM...

Daha öncede dediğim gibi haftada bir gün Ceylin ve Duru günüm var, bugün Ceylin günümdü Yelda teyze ve Ceylin bugün misafirimizdi çok güzel oynadık annem bize güzel mamalar hazırlarken bizde bol bol oynadık....

Annem hiç kullanmadığımız küçük çalışma odasını bana oyun odası yaptı, böylece hamurları ve bütün oyuncakları rahat dağatabiliyoruz he hehe...


Sonra biraz da yürüyüşe çıktık ,migrosa gidip çam ağacımız için yeni süsler aldık Ceylin'le bana annelerimiz süpriz yılbaşı partisi yapıcaklarmış konuşurlarken duyduk,birsürü süs aldık...

Ama Ceylin'cim ben dayanamadım anneme süslettim zorla ağacımızı, olsun senle bozar tekrar takarız hepsini,ŞİMDİDEN HERKEZİN YENİ YILI KUTLU OLSUN TABİKİ EN BAŞTADA BLOG DOSTLARIMIN......

18 Aralık 2008 Perşembe

GECE BAHÇESİİİİİİ....




Ben ne seyrediyorum sizce?


Bu kadar kendimi kaptırmış bir şekilde,


fena dalmış, hiçbirşey duymadan,

elim her zaman ağzımda,

televizyonun dibine oturupda,

küçüklüğümden bu yana(yedinci ayımdan itibaren),elim yine ağızımda herzamanki gibi,
yine televizyonun dibine yaklaşarak büyük bir hayranlıkla izlediğim tek şey GECE BAHÇESİ...Ne baby tv,ne coco, ne yumurcak hiçbiri ilgimi çekmiyor gece bahçesinden başka....

13 Aralık 2008 Cumartesi

ESKİ BAYRAM TADINDA...



Eski bayram tadında, bir bayram;Sabah babamızın namaza gidişi, babannede yapılan erken sabah kahvaltısı,kurban kesimi,babannede babanın akrabalarıyla bayramlaşma,sonra annaneye gidip annane ve akrabalarıyla bayramlaşma,İstanbul'dan gelen büyük teyze ve kuzenler, burdaki teyze ve kuzenler ,dayı, amca hala bütün akrabalarla geçirilen bol gezmeli ,bol görüşmeli, baklava tadında(elde açılan annane baklavası)çok güzel bir bayram.......

4 Aralık 2008 Perşembe

GEÇEN HAFTA...


İlk önce (herzaman dediğimiz gibi haftada bir) balık yiyelim, bu haftada eskilere göre iyiyim birazda olsa yedim balık bu hafta...(bilmeyenlere... haftada bir akşam balık yemeğe gideriz ailece, çok yararlı arkadaşlarımada her hafta burdan bir mesaj veririm yemeleri için)Salı günüde annemin arkadaşı Filiz teyze İŞYERİMİZE geldi hepberaber çıkıp yemeğe gittik ,annemle Filiz teyze çaylarını içip sohbet ederken bende arkadaşları gibi yemeğimi yedim uslu uslu oturdum...Haftada birgün de arkadaşım Ceylin'leyiz ,onlara gittik Ceylin'in mutfağında annelerimize mamalar yaptık,boyama yaptık,hikaye kitabı okuduk, dansettik...Sonra hava almaya dışarı çıktık hamburger ve cips yedik annelerimizi hiç üzmedik...Ceylin'le güzel bir gün geçirdik, biz çok iyi arkadaşız aynı annelerimiz gibi...Şimdi Duru'lardayız annemin kuzeni Hanife(Ayla) teyzem yeni evlendi, teyzemde hepimizi çaya davet etti,


Duru ,Cansu, Çise üçlüsü herzamanki gibi yine formundaydı evin altını üstüne getirdik,ama Cansu ablam çok güzel masa hazırladı teyzemin yaptığı mamaları afiyetle yedik...

2 Aralık 2008 Salı

AHHH BU OYUNCAKLAR...




Ah bu oyuncaklar hem bizi eğlediriyor hemde kavga ettiriyor.Bu hafta sonu babamın bir arkadaşının düğününe katıldık amcamlarla beraber, kuzenim Berkay ve ben huysuzluk yapınca erken ayrıldık düğünden, pizza yemeğe gittik amcamlarla.Annemler babamlar pizza yerken bizde Berkay'la birbirimizi yedik diyebiliriz, ama bu sefer ben haksızdım Berkay'ın ayıcığına taktım kafayı aldım elinden vermedim.Bunu yapmam çok yanlış biliyorum başkasını oyuncağına sahiplenmek ,onu almak bana yakışmazdı ama yaptım sonra annemin babamın anlatmasıyla yanlışımı anlayıp geri verdim ama bu sefer onlar almadılar ayıcığı , bir daha böyle hatalar yapmıycam bende...ÖZÜR DİLERİM...


Bunlarda bu hafta bana alınanlar,ben okula başladım hehe...Hikaye ve boyama kitapları...(birde bunlarla masamda oturup oynasam çok iyi olur ama ben heryerde ortaya karışık taşıyorum)



oyun hamurları, her renk her çeşit pazıllar ,bultaklar(eğitici oyuncakların her türlüsü)...birr sürü oyuncaklar alındı.Çok şanslıyım TEŞEKKÜR EDERİM ANNECİM, BABACIM...

Çocuk ve Oyuncak Oyun çocuk için yaşadığı dünyayı ve çevresindeki insanları tanıma yoludur. Çocuk oyun yolu ile yaşam deneyimi edinir, düşünce geliştirmeyi öğrenir. Oyun ve oyuncaklar aracılığı ile hem maddenin özelliklerini öğrenir hem de kendi gücünün sınırlarını deneyerek becerilerini farkeder ve geliştirme fırsatı bulur. Sonuçta oyun çocuk için sadece bir boş zaman etkinliği değil, bir düşünme, öğrenme ve kendini ifade etme aracıdır. Bu nedenle çocuklar için seçilen oyuncakların da önemi büyüktür. Çocuk ilk aydan itibaren çevresindeki nesnelerle ilgilenmeye başlar. İlk aylarda görsel ve işitsel olarak ilgisini çekecek sesli ve parlak renkli, bebeğin parmaklarıyla kavrayabileceği ve kendi kendine hareket ettirdiğinde bebeğe zarar vermeyecek nitelikte (yumuşak ve yuvarlak hatlı) oyuncaklar tercih edilmelidir. İlk bir yılda bebeğin kendi hareket ve çabasına tepki veren (ses çıkaran, yuvarlanan, dönen) ve çocuğun doku farklılığını kavrayabileceği değişik dokular içeren oyuncaklar tercih edilmelidir. Amaç çocuğun dokunarak farklılıkları hissetmesini sağlamak ve renk, şekil, boyut farklılığını çocuğa hissettirmeye başlamak olmalıdır. Bu aşamada çocuğun çevresindeki bir çok obje çocuğun ilgisini çekecektir. Evdeki parlak, değişik şekilli, hareket eden, ses çıkaran herşey ilgisini çeker. İki yaş civarında parmaklarını daha etkin kullanmaya başlayan çocuklar daha çok her iki ellerini de kullanarak hareket eden, her seferinde değişik şekle giren, büyük parçalı oyuncaklarla oynayabilirler. Bu yaştan itibaren oyuncaklarda çok fonksiyonluluk önem kazanır. Bebek, araba gibi tek fonksiyonlu oyuncaklar da dramatizasyonun öğrenilmesi açısından önem taşır ama bu yaştan itibaren tek fonksiyonlu oyuncağa alıştırılan çocukların ileride zihinsel çaba gerektiren oyun ve oyuncaklardan kaçındıkları bilinmektedir. Bu nedenle iki yaştan itibaren çocukların değişik boy, biçim ve renklerdeki değişik türde blok, lego v.s gibi inşa oyuncaklarıyla tanıştırılmaları gerekmektedir. Üç yaşından itibaren oyun çocuklar için tamamen bir sosyalleşme aracıdır. Artık mutfak eşyaları, kutular, masa, sandalye, giysiler oyun aracına dönüşebilir. Ya da çocuğun kendi kendine yeni şeyler üretebileceği malzemeler (su, hamur, kil, gazete kağıdı v.s) ilgi çeker. Doğal malzemeler her zaman en öğretici en geliştirici ve çocuğun kendini ifade etmesine en fazla olanak veren malzemelerdir. Oyuncak alınırken dikkat edilmesi gereken husus güvenliğin yanı sıra çocuğun uzun süre oynayabileceği yaratıcılığı geliştiren, eğlendirici ve öğretici olan ve oynayarak çocuğun rahatlamasına fırsat veren oyuncaklar olmasıdır. Özellikle ilk 6 yılın zilinsel ve psikolojik gelişim açısından en değerli yıllar olduğu hatırlanacak olursa bu yıllarda çocukların gelişimlerini destekleyecek, yaratıcılık, hafıza, dikkat, muhakeme, görsel ve işitsel algı gibi bir çok yeteneklerini geliştirmeye fırsat veren oyuncakların önemi de görülebilir. Kağıtlar, boyalar, bebek ve arabalar, boz-yaplar, eşleştirme ve muhakeme oyunları, şişe ve kutular vb gibi malzemeler zekanın bir çok yönünün gelişmesine fırsat verdiği gibi duygusal ve sosyal anlamda da gelişmeye ve yetişkin yaşantısını, sosyal sorumlulukları öğrenmeye fırsat veren malzemelerdir.Anne-babalar çoğu kez oyuncak seçerken çocuğun taleplerini göz önünde bulundururlar. Moda olan, reklamı yapılan, başka bir arkadaşta görülen oyuncaklar baş sıradadır. Çünkü bu oyuncaklar talep edilen ve çocuğu mutlu edeceği düşünülen oyuncaklardır. Ancak bu düşünceyle alınan birçok oyuncağın yukarıda belirtilen amaçlara hiçbir katkısı olmadığı gibi uzun süreli ilgilenilme olasılıkları da çok düşüktür. Dikkat edilirse çocuğun uzun süreli aynadığı oyuncakların genellikle moda olan oyuncaklar değil, çok daha sade ve belki de ucuz oyuncaklar olduğu, çocuğun bu oyuncak aracılığı ile bir çok şeyi deneme ve yaratma olanağı bulduğu görül ebilir. Oyuncağın bir diğer fonksiyonu da özellikle 6 yaşından itibaren çcuğa sosyal kuralları ve paylaşımı öğretmektir. Kural içeren, bazen birden fazla kişiyle oynanabilecek grup oyunları bu yaşta ve ilkokul çağı boyunca daha fazla tercih edilmelidir. Yine moda oyuncaklara bakılacak olursa bunların çoğunun çocuğun sosyalleşmesini hedeflemedikleri, çoğunlukla şiddetin ve karşı tarafı ezmenin teşvik edildiği oyunlar olduğu görülmektedir.Oyuncak seçiminde elbette ki çocuğun kişiliği, istek ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır. Özel ilgi ve yeteneği olan çocuğun bu yönde desteklenmesi ve alınacak oyuncakların da benzer içerikte olması gerekmektedir. Anne-babaların ve çocuğun çevresindeki diğer yetişkinlerin sıkça yaptıkları bir hata da çocuklarına gösteremedikleri ilgi ve veremedikleri zaman yerine onu oyuncağa boğmanın tercih edilmesidir. Bu bakış açısıyla sürekli, belli bir amaca hizmet etmeyen, birbirinden pahalı oyuncaklar satın alınarak çocukla kurulamayan sevgiye ve yakınlığa dayalı bir iletişimin yerine oyuncaklar konulmaya çalışılmaktadır. Oysa çocuklar için anne ve babalarıyla geçirecekleri zaman birçok oyuncaktan daha doyurucudur. Ayrıca sürekli her istediği alınan çocukların okula başladıklarında sosyal yaşantıya uyum sağlamakta, sınır öğrenmekte güçlükleri olduğu bilinmektedir. Bunun yerine çocuk ihtiyaç duydukça ve zaman zaman çocuğu ödüllendirmek amaçlı olarak oyuncak alınması tercih edilmelidir.
Belgin Temur



nazar değmesin

nazar değmesin
maşşallah

MERHABA BEN ÇİSE ARSLAN HOŞGELDİNİZ...(MAŞŞALLAHDEMEYİ UNUTMAYIN LÜTFEN)

:)

İLK GÜNDEN BU GÜNE İYİKİ VARSIN ÇİSE'MİZ.

Hakkımda