28 Şubat 2008 Perşembe

2.PATATES GÜZELİ...


Patates kızartmasını çok sevdiğimi daha önce söylemiştim. Annemle babam kahvaltı ederken bakın ne zevkle yiyorum patatesleri...



22 Şubat 2008 Cuma

ZEYNEP'LE İKİNCİ DOĞUM GÜNÜ...


Doğum günümde çok istesekde Zeynep'ler yoktu çünkü İZMİR'delerdi.Ama bu akşam bize çok güzel süpriz yaptılar.GÜZEL BİR PASTA VE ÇOK GÜZEL BİR HEDİYEYLE ...
Hediyenizi çok beğendim teşekkür ederim Tanju dayı, Çiğdem teyze Ve ZEYNEP...




Zeynep'le çok güzel bir ikinci doğum günü gecesi geçirdik.Masanın altında beraber mandalina yedik...



Oyuncaklarla oynadık...




BU İKİNCİ DOĞUM GÜNÜ SÜPRİZİ İÇİN TEŞEKÜR EDERİM ZEYNEP ABLACIĞIM...




21 Şubat 2008 Perşembe

1.CAM GÜZELİ...



SOĞUK KIŞ GÜNLERİNDE...
Nasıl bakış ama...
Camdan bakmak çok zevkli...
Storların altında oynamak da çok zevkli...


Soğuk kış günlerinde evden çıkmadık.Bende bol bol camdan dışarıyı seyrettim...
Birde dışarda hav hav gördümmü hiç ayrılmadım camın kenarından...
Dalıp gittim uzaklara...
Çok uzaklara...
Ama hep annemi babamı düşünerek...










17 Şubat 2008 Pazar

YARAMAZLIKLARIM...


Ben büyüdükçe yaramazlıklarım da artmaya başladı...
1- Gece yatma vakti gelince uyumamak için direnmek...
2-Bu en güzeli bulaşık makinasının kapısını açıp içindekileri boşaltmak...
3-Annem ve babam yemek yerken benim önüme koyduklarıyla yetinmeyip onların yemeklerine dalmak ,patetes kızartması yemek...
4- Evdeki her çekmeceyi boşaltıp ne varsa fırlatıp içine şöyle bir güzel oturmak...

BİR YAŞ AŞIM VE DOKTOR KONTROLÜ...







AŞILAR ve ÖNEMİ...
İnfeksiyon hastalıkları halen dünyada çocuklar arasında en fazla ölüm nedeni olmaya devam etmektedir. Mikroorganizmaların çoğu birden fazla antibiyotiğe direnç geliştirmektedir. Bu nedenle antibiyotiklerin yeri sınırlı kalmakta, aşının önemi ortaya çıkmaktadır. Ayrıca antibiyotikle tedavi pahalı olduğu gibi kişi hasta olduktan sonra uygulandığı için son çare olarak kullanılmaktadır. Aşılamanın amaclarını şöyle sıralayabiliriz;
Aşılanan kişiyi korumak
İnsandan insana bulaşan hastalıklarda hastalığın toplumda kontrol altına alınmasını, eliminasyonunu sağlamak Sağlık Bakanlığının önerdiği aşı takvimi aşağıdadır.
BCG
2. Ayda
İlkokul 1. sınıfta ( PPD kontrolu ile )
DBT ve POLİO
2. ayda
3. ayda
4. ayda
16. ayda
İlkokul 1. sınıfta ( sadece polio )
KIZAMIK
9. ayda
15-59. ay arasında
İlkokul 1. sınıfta
HEPATİT B
3. ayda veya doğumda veya 2. ayda
4. ayda 1. ayda 3. ayda
9. ayda 6. ayda 9. ayda
Td
İlkokul 1. sınıfta
İlkokul 5. sınıfta
T Lise 1. sınıfta

16 Şubat 2008 Cumartesi

OYUNCAKLARIM...




bunlarda son ekleneneler dedim ya eğiticiler artıcak diye....







TÜYLÜLER...Tüylülerin çoğu ELİF ABLAMIN HEDİYESİ...
GÜRÜLTÜCÜLER...Gürültücülerin çokluğu dikkatnizi çekmiştir ama yaşımdan dolayı bunların sayısı daha çok.Ama artık yaşıma girdim eğitici oyuncak sayım hepsinden fazla olucak...

En önemliler EĞİTİCİLER...

HAYVANLAR...En çok sevdiklerim.Hayvanlara karşı ilgim çok annem ve babam da bunu anladılar bana bu çiftliği aldılar...



Çocuk ve oyuncak



Oyun çocuk için yaşadığı dünyayı ve çevresindeki insanları tanıma yoludur. Çocuk oyun yolu ile yaşam deneyimi edinir, düşünce geliştirmeyi öğrenir. Oyun ve oyuncaklar aracılığı ile hem maddenin özelliklerini öğrenir hem de kendi gücünün sınırlarını deneyerek becerilerini farkeder ve geliştirme fırsatı bulur. Sonuçta oyun çocuk için sadece bir boş zaman etkinliği değil, bir düşünme, öğrenme ve kendini ifade etme aracıdır. Bu nedenle çocuklar için seçilen oyuncakların da önemi büyüktür. Çocuk ilk aydan itibaren çevresindeki nesnelerle ilgilenmeye başlar. İlk aylarda görsel ve işitsel olarak ilgisini çekecek sesli ve parlak renkli, bebeğin parmaklarıyla kavrayabileceği ve kendi kendine hareket ettirdiğinde bebeğe zarar vermeyecek nitelikte (yumuşak ve yuvarlak hatlı) oyuncaklar tercih edilmelidir. İlk bir yılda bebeğin kendi hareket ve çabasına tepki veren (ses çıkaran, yuvarlanan, dönen) ve çocuğun doku farklılığını kavrayabileceği değişik dokular içeren oyuncaklar tercih edilmelidir. Amaç çocuğun dokunarak farklılıkları hissetmesini sağlamak ve renk, şekil, boyut farklılığını çocuğa hissettirmeye başlamak olmalıdır. Bu aşamada çocuğun çevresindeki bir çok obje çocuğun ilgisini çekecektir. Evdeki parlak, değişik şekilli, hareket eden, ses çıkaran herşey ilgisini çeker. İki yaş civarında parmaklarını daha etkin kullanmaya başlayan çocuklar daha çok her iki ellerini de kullanarak hareket eden, her seferinde değişik şekle giren, büyük parçalı oyuncaklarla oynayabilirler. Bu yaştan itibaren oyuncaklarda çok fonksiyonluluk önem kazanır. Bebek, araba gibi tek fonksiyonlu oyuncaklar da dramatizasyonun öğrenilmesi açısından önem taşır ama bu yaştan itibaren tek fonksiyonlu oyuncağa alıştırılan çocukların ileride zihinsel çaba gerektiren oyun ve oyuncaklardan kaçındıkları bilinmektedir. Bu nedenle iki yaştan itibaren çocukların değişik boy, biçim ve renklerdeki değişik türde blok, lego v.s gibi inşa oyuncaklarıyla tanıştırılmaları gerekmektedir. Üç yaşından itibaren oyun çocuklar için tamamen bir sosyalleşme aracıdır. Artık mutfak eşyaları, kutular, masa, sandalye, giysiler oyun aracına dönüşebilir. Ya da çocuğun kendi kendine yeni şeyler üretebileceği malzemeler (su, hamur, kil, gazete kağıdı v.s) ilgi çeker. Doğal malzemeler her zaman en öğretici en geliştirici ve çocuğun kendini ifade etmesine en fazla olanak veren malzemelerdir. Oyuncak alınırken dikkat edilmesi gereken husus güvenliğin yanı sıra çocuğun uzun süre oynayabileceği yaratıcılığı geliştiren, eğlendirici ve öğretici olan ve oynayarak çocuğun rahatlamasına fırsat veren oyuncaklar olmasıdır. Özellikle ilk 6 yılın zilinsel ve psikolojik gelişim açısından en değerli yıllar olduğu hatırlanacak olursa bu yıllarda çocukların gelişimlerini destekleyecek, yaratıcılık, hafıza, dikkat, muhakeme, görsel ve işitsel algı gibi bir çok yeteneklerini geliştirmeye fırsat veren oyuncakların önemi de görülebilir. Kağıtlar, boyalar, bebek ve arabalar, boz-yaplar, eşleştirme ve muhakeme oyunları, şişe ve kutular vb gibi malzemeler zekanın bir çok yönünün gelişmesine fırsat verdiği gibi duygusal ve sosyal anlamda da gelişmeye ve yetişkin yaşantısını, sosyal sorumlulukları öğrenmeye fırsat veren malzemelerdir.Anne-babalar çoğu kez oyuncak seçerken çocuğun taleplerini göz önünde bulundururlar. Moda olan, reklamı yapılan, başka bir arkadaşta görülen oyuncaklar baş sıradadır. Çünkü bu oyuncaklar talep edilen ve çocuğu mutlu edeceği düşünülen oyuncaklardır. Ancak bu düşünceyle alınan birçok oyuncağın yukarıda belirtilen amaçlara hiçbir katkısı olmadığı gibi uzun süreli ilgilenilme olasılıkları da çok düşüktür. Dikkat edilirse çocuğun uzun süreli aynadığı oyuncakların genellikle moda olan oyuncaklar değil, çok daha sade ve belki de ucuz oyuncaklar olduğu, çocuğun bu oyuncak aracılığı ile bir çok şeyi deneme ve yaratma olanağı bulduğu görül ebilir. Oyuncağın bir diğer fonksiyonu da özellikle 6 yaşından itibaren çcuğa sosyal kuralları ve paylaşımı öğretmektir. Kural içeren, bazen birden fazla kişiyle oynanabilecek grup oyunları bu yaşta ve ilkokul çağı boyunca daha fazla tercih edilmelidir. Yine moda oyuncaklara bakılacak olursa bunların çoğunun çocuğun sosyalleşmesini hedeflemedikleri, çoğunlukla şiddetin ve karşı tarafı ezmenin teşvik edildiği oyunlar olduğu görülmektedir.Oyuncak seçiminde elbette ki çocuğun kişiliği, istek ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır. Özel ilgi ve yeteneği olan çocuğun bu yönde desteklenmesi ve alınacak oyuncakların da benzer içerikte olması gerekmektedir. Anne-babaların ve çocuğun çevresindeki diğer yetişkinlerin sıkça yaptıkları bir hata da çocuklarına gösteremedikleri ilgi ve veremedikleri zaman yerine onu oyuncağa boğmanın tercih edilmesidir. Bu bakış açısıyla sürekli, belli bir amaca hizmet etmeyen, birbirinden pahalı oyuncaklar satın alınarak çocukla kurulamayan sevgiye ve yakınlığa dayalı bir iletişimin yerine oyuncaklar konulmaya çalışılmaktadır. Oysa çocuklar için anne ve babalarıyla geçirecekleri zaman birçok oyuncaktan daha doyurucudur. Ayrıca sürekli her istediği alınan çocukların okula başladıklarında sosyal yaşantıya uyum sağlamakta, sınır öğrenmekte güçlükleri olduğu bilinmektedir. Bunun yerine çocuk ihtiyaç duydukça ve zaman zaman çocuğu ödüllendirmek amaçlı olarak oyuncak alınması tercih edilmelidir.
Belgin TemurUzm. Pedagog

10 Şubat 2008 Pazar

DOĞUM GÜNÜM...



VE CANIMIZ GECENİN PRENSESİ ÇİSE'MİZ...DOĞUM GÜNÜM BAŞLIYOR...







NOT:DOĞUM GÜNÜMDE BENİM ARKADAŞLARIMLA BERABER ELLİİKİ KİŞİYDİK.ÇOK KALABALIKTAN DOLAYI KONUKLARIMIZLA FAZLA İLGİLENEMEDİYSEK HERKESTEN ÖZÜR DİLERİZ.KONUKLARIMZA GELDİKLERİ VE GÜZEL HEDİYELERİ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ HEPİNİZİ ÇOK SEVİYORUZ SEVGİLER... FATMA, ÇİSE, RECEP ARSLAN 09.02.2008 FATMA VE RECEP'İN CANI GECENİN PRENSESİ ÇİSE...(DOĞUM GÜNÜM BAŞLIYOR)





KOCAMAN VE ÇOK GÜZEL BİR PASTA...(ANKARA PASTANESİNDEN)
ÇOK EĞLENDİREN , ÇOK KOMİK BİR PALYAÇO...(OSCAR ORGANİZASYON)
SÜSLEME ELİF ABLAMDAN...SÜSLER PARTİ PAKETİNDEN...

VE ÇOK GÜZEL MENÜ;TAVUK VE PATATES SALATASI ANNEMDEN,SOSİSLİ KANEPELER VE PEYNİRLİ BÖREKLER ARİFE TEYZEMDEN,MERCİMEK KÖFTESİ YURDANUR TEYZEMDEN,KIYMALI BÖREK ANANEMDEN,ÇERKEZ HALUJU BABANEMDEN...





VE İYİYKİ DOĞDUN ÇİSEEEEE...
CANIM ANNEM BABAM...










CANIM ANNEM BANA ÇOK GÜZEL BİR DOĞUM GÜNÜ HAZIRLADI, GÜNLERCE UĞRAŞTI...
TEYZEMDE PALYAÇOYLA ÇOK İYİ ANLAŞTI...
MUM ÜFLEME VE DİLEK TUTMA VAKTİ...
ANNEM BABAM VE TÜM SEVDİKLERİMLE GÜZEL, UZUN BİR HAYAT GEÇİRMEK DİLEĞİYLE...
İYİKİ DOĞDUN ÇİSEEEEEEEEEE...








CANIM TEYZELERİM VE DURU...
ANANEM VE PALYOÇONUN MÜTHİŞ DANSI...
BALONLARN İÇİNDE ÇOK MUTLUYUM...
BİRAZDA YORULDUM...










HERŞEYİMLE İLGİLENEN, DOĞDUĞUMDAN BERİ BİZİ HİÇ YANLIZ BIRAKMAYAN CANIM TEYZEM...TEYZEM VE EİF ABLAM DOĞUM GÜNÜMDE EN ÇOK BİZE YARDIMCI OLDULAR...
UMUT HALASIYLA...
ELİF VE CANSU ABLAM...











nazar değmesin

nazar değmesin
maşşallah

MERHABA BEN ÇİSE ARSLAN HOŞGELDİNİZ...(MAŞŞALLAHDEMEYİ UNUTMAYIN LÜTFEN)

:)

İLK GÜNDEN BU GÜNE İYİKİ VARSIN ÇİSE'MİZ.

Hakkımda